28 Haziran 2012 Perşembe

Yeni TTK İle Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyeliği Yeni Bir İş Kapısı Olabilir!!!

Yeni TTK İle Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyeliği Yeni Bir İş Kapısı Olabilir!!!


Tarih: 28/06/2012

Değerli okurlarımız Yeni TTK ile şirketlerin Yönetim Kurullarına yönelik oldukça ciddi değişiklikler getirildi. Yeni TTK ile getirilen bu değişikliklerin amme alacakları bakımından şirket ortakları ile kanuni temsilcilerine ne gibi avantajları ve dezavantajları olacağını aşağıda ele alacağız.


Yeni TTK ile anonim şirketlerin yönetim kurulları bakımından getirilen düzenlemeler nelerdir?


Eski TTK'ya göre, anonim şirketlerin en az üç kişiden oluşan bir yönetim kurulu bulunması gerekmekteydi.Yönetim kuruluna seçilen bu kişilerin pay sahibi olması zorunlu idi ve pay sahibi olan tüzel kişiler yönetim kuruluna seçilememekte idi. Ancak, tüzel kişinin temsilcisi olan gerçek kişiler yönetim kuruluna seçilebiliyordu. (Eski TTK md. 312)


Yeni TTK'ya göre ise, anonim şirketin, esas sözleşmeyle atanmış veya genel kurul tarafından seçilmiş, bir veya daha fazla kişiden oluşan bir yönetim kurulu bulunacaktır. Yönetim kuruluna seçilebilmek için pay sahibi olunması şartı aranmamaktadır. Ayrıca yönetim kuruluna tüzel kişiler de seçilebilecektir. Ancak, tüzel kişi yönetim kuruluna seçildiği takdirde, tüzel kişiyle birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunacaktır. Yalnızca, tüzel kişi adına seçilen ve tescil edilen kişi yönetim kuruluna katılabilecek ve oy kullanabilecektir. Yönetim kurulu üyeleri ile tüzel kişi adına tescil edilecek gerçek kişinin tam ehliyetli olması şart olacaktır.



Anonim şirketlerde kanuni temsilci kimdir?


Anonim şirketin kanuni temsilcisi yönetim kuruludur. Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Yönetim devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir. (Yeni TTK md. 365, 367-Eski TTK md. 317, 319)


Anonim şirket esas sözleşmesinde aksi öngörülmemiş ya da yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna ait olacaktır. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir ya da daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilecektir. Ancak, en az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisine sahip olması zorunludur. (Yeni TTK md. 370, Eski TTK md. 319) Eski TTK uyarınca da pay sahibi olmayanlar müdür olarak seçilebiliyor, ancak yönetim kurulu üyesi olamıyorlardı. Yönetim kurulu temsil yetkisini tamamen ortak olmayan üçüncü bir şahsa da bırakabiliyordu.


Yönetim kurulları, temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretini, tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline vermek zorundadırlar. Ticaret sicili kayıtları ise üçüncü kişiler bakımından, tescilin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği günü izleyen iş gününden itibaren hukuki sonuç doğuracaktır. (Yeni TTK md. 373, 36-Eski TTK md. 373, 38-39)


Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapacak ve bunun için şirket ünvanını kullanacaklardır. (Yeni TTK md. 371, Eski TTK md. 321)


Yeni TTK ile anonim şirketlerin yönetim kurullarına ilişkin olarak getirilen yeni düzenlemeler amme alacakları bakımından nasıl sonuç doğurabilecektir?


Yeni TTK ile yönetim kurulları bir kişiden dahi ibaret olabilecektir. Bu kişinin pay sahibi olması şartı da bulunmamaktadır. Hatta, bir tüzel kişi dahi tek başına yönetim kurulu üyesi olabilecek ve kanuni temsilci sıfatını taşıyabilecektir.


Vurgulanmalıdır ki, Yeni TTK ile Eski TTK'nın denetim kurullarına ilişkin sıklıkla dile getirilen herkesin denetçi olabileceği eleştirisi artık yönetim kurulları bakımından da dile getirilebilecektir.


Bilindiği üzere anonim şirket ortaklarının amme alacakları bakımından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35'inci maddesi uyarınca tüzel kişilerin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilecektir. Kanuni temsilciler, ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebileceklerdir.


Yeni TTK ile anonim şirketler, ortak olmayan bir gerçek veya tüzel kişiyi yönetim kurulu üyesi olarak seçebilecektir. Yukarıda açıkladığımız üzere bu kişi hem yönetim kurulu üyesi hem de kanuni temsilci sıfatını da haiz olabilecektir. Amme alacağının şirketten tahsil edilememesi durumunda, sorumluluk tamamen ortak olmayan ve kanuni temsilci sıfatını taşıyan kişi ya da kişilere ait olacaktır ve onların mal varlıklarından tahsil edilecektir. Bir anonim şirkete ortak olmadan, yönetim kuruluna seçilecek ve kanuni temsilci sıfatını taşıyacak kişilerin dikkatli olması ve firmayı çok iyi tanımaları gerekir. Aksi türlü şirketin tüm amme borçlarını ödemek zorunda kalabilirler.


Amme alacakları bakımından ise, eski siteme göre amme alacaklarının tahsili daha az güvencede olacaktır. Çünkü, şirketler dışarıdan bir garibanı şirkete yönetim kurulu üyesi ve kanuni temsilci olarak daha kolay atayabileceklerdir. Bu durumda da, şirketin içi boşaltılmış olur ise, şirketten tahsil edilemeyen amme alacağı şirketin kanuni temsilcisi olan ve herhangi bir mal varlığı bulunmayan garibandan da tahsil edilemeyecektir.


Hatta yönetim kurulu üyesi dolayısıyla da kanuni temsilci yabancı ülke vatandaşı olursa, bu şahsın ülkeyi terk etmesi halinde amme alacağı şirketten tahsil edilemiyorsa ve yabancı ülke vatandaşı Türkiye’yi terk ediyorsa, bu durumda amme alacağının tahsil imkanı kalmayacaktır. Bu haliyle, ortak olmayan bir kişinin bile yönetim kurulu üyesi olarak atanabilmesi düzenlemesi kötüye kullanıma açıktır.


Sonraki yazımızın konusunu ise limited şirketler bakımından bu yazı konusu kapsamında yapılan düzenlemelerin nasıl sonuçlar doğurabileceği oluşturacaktır.

Gazeteport

"Geleceği Hazırlayan bir Düzenleme" Yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012’de Yürürlükte…

Yeni Türk Ticaret Kanunu (“Yeni Kanun”) ülkemizde ticari yaşamın geleceğine damga vuracak bir değişim, gerçek anlamda “Geleceği Hazırlayan bir Düzenleme”. Politik yelpazenin her bölümünden, ticari örgütlenmelere, sivil toplum kuruluşlarından mesleki birliklere kadar yarattığı toplumsal ve politik uzlaşı ile eşine ender rastlanır örnek niteliğinde bir tartışma ve uzlaşmanın sergilendiği hazırlık süreci sonucunda 13 Ocak 2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve 14 Şubat 2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanan bu Yeni Kanun Türk iş hayatı için çağdaş ve reformcu bir yaklaşımla hazırlandı ve 1 Temmuz 2012’den itibaren yaşamımıza girecek.
Yeni Kanun, şirketlerimizin kurumsallaşması, sürdürülebilirliği, rekabet gücünün artırılması, kamu güveninin oluşturulması ve şeffaflık açısından çok önemli bir fırsat ve zemin hazırlamakta. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek ve Yeni Kanun’u Türk şirketlerinin sağlıklı büyümesi ve geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak önemli bir değişim projesi olarak benimsemek gerektiğini düşünüyoruz. PwC olarak bu değişim sonucu ulaşılacak etik ve şeffaf yapıların, geleceğin Türk ticari yaşamında ayakta kalacakları ve gelişmeye damga vuracakları görüşündeyiz. Bu anlamda Yeni Kanun’un getirdiği tüm yenilikleri müşterilerimizle paylaşmak ve uygulama safhasına kadar bu yeni döneme her yönden hazır olarak girmelerini sağlamak üzere geniş bir yelpazede en üst düzey servislerimiz ile 30 yıldır olduğu gibi yine Türk iş hayatının hizmetinde olacağız.
Yeni Kanun aslında ticari yaşamın kurallarının yeniden ve çağdaş bir yaklaşım ile tümüyle yeniden tanımlaması mahiyetinde bir yasa. Ticari yaşama getireceği düzenlemeler ile şeffaflık, denetlenebilirlik ve güvenilirlik açısından özlenen düzeyi yakalama fırsatı sağlayacak kanunda kurumsal yönetimin, halen halka açık şirketler için öngörülen kurallar bütünü olmasına rağmen esasında tüm işletmelere uygulanması gereken, yatırımcıya güven verme, sürdürülebilir gelişme sağlaması düşüncesi hakim. Bu çerçevede Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına uygun finansal tablo hazırlanması, Uluslararası Denetim Standartlarına uygun bağımsız denetim, kurumsal yönetimin gerekliliği olan iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi gibi konularda birçok uluslararası standardı Türk Standartları olarak benimsetmekte ve değişimi zorunlu hale getirmektedir. Bu yaklaşım birçok Türk şirketi için önemli bir değişim sürecini ve bu sürece çok iyi hazırlanma gerekliliğini beraberinde getirmektedir.
Yeni Kanun ve ayrıca ilgili Yürürlük Kanunu, belirli maddelerinin kapsamına göre 1 Temmuz 2012 ve 1 Ocak 2013 tarihlerinden itibaren yürürlüğe girecektir. Ancak, kanunun getirdiği önemli yenilikler göz önüne alındığında gerek halka açık şirketler gerekse diğer şirketler açısından bu değişiklikleri özümsemek ve gerekli hazırlıkları layıkıyla yapabilmek için 1 Temmuz 2012 tarihine kadar olan sürenin çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede hazırlık sürecine hiç zaman kaybetmeden başlanmasının ve geçiş için verilen sürelerin çok iyi değerlendirilmesinin bu olumlu değişimden elde edilecek faydaları en üst seviyeye taşımanın anahtarı olacağına inanıyoruz.
PwC Türkiye olarak ülkemizin ticaret yaşamında önemli bir atılım yaratacak bu yasanın işlevini amaçlandığı şekilde yerine getirebilmesi için bu süreçte toplumsal bir sorumluluk olarakta gördüğümüz görevimizin bilinciyle Yeni Kanun ile ilgili 2007 yılından bu yana Bağımsız Denetim Derneği, TÜRMOB ve TÜSİAD nezdinde kurulan çalışma komisyonlarına katkı sağlamaya gayret ettik. Yeni Kanun’u en iyi şekilde anlama ve uyum açısından hazırlıklara başlama sürecinde seminerler düzenledik ve bilinirliği sağlamak adına faaliyetlerde bulunduk.
Ayrıca bu çağdaş kanunun kaleme alınmasını üstlenen komisyonun başkanlığını yürüten Sayın Prof. Dr. Ünal Tekinalp’in katılımlarıyla 31 Ocak 2011 tarihinde tüm şirketlerimize açık bir seminer de düzenledik. İnternet sitemizde katılımcıların Yeni Kanun ile ilgili çok önemli detayları birinci ağızdan öğrenme fırsatını buldukları bu seminerin çok kapsamlı bir özetini bulacaksınız.
Yeni Kanun ve uygulamaları konusunda seminerlerimize ve eğitim programlarımıza halen hızla devam etmekteyiz. Bu faaliyetlerimizi yalnız büyük şehirlerde değil Anadolu’nun birçok şehirlerinde de yapmaya devam ediyoruz. Kanun tasarı aşamasındayken kanunun özünü anlatan ve ticaret şirketlerine ilişkin getirilen önemli değişiklikleri içeren “Türk Ticaret Kanunu – Geleceği Hazırlayan Bir Düzenleme” adlı kitabımız rekor sayıda dağıtıma ulaşmıştı. Bu kitabımızı Yeni Kanun’un son haline uygun olacak şekilde güncelledik. Hem internet sitemizde hem de I-pad üzerinde bu kitap ve yeni TTK’ya ilişkin hazırladığımız tüm yayınlarımıza ve bunların ingilizce tercümelerine ulaşabilirsiniz.
Son olarak, Yeni Kanun’a uyum için yapılması gereken iş zamanında, verimli ve doğru olarak planlanıp ve uygulanmasına yardımcı olmak üzere dört aşamadan oluşan “Yol Haritası” ‘nı hazırladık. Yeni Kanun’a uyum yolunda çok yararlı bulacağınızı düşündüğümüz “Yol Haritası” ile bilgi, tecrübe ve uzmanlığımızı 30 yıldır olduğu gibi hizmetinize sunmaktayız.
Başarının Anahtarı Değişimi Doğru Yönetmektir.